Yöreden Sofraya - Iza Buğdayı
On dört kromozomlu kavuzlu bir buğday olan IZA buğday en eski bir ata türü buğdaydır. İlk olarak 10 ile 13,000 yıl önce Karacadağ eteklerinde kültüre alınmıştır. Göçler ve yapılan ticaretler ile Karacadağ’dan yola çıkan bu on dört kromozomlu buğdaylar, çeşitli yer ve bölgelere ulaşmıştır. Bolu’nun Seben ilçesine de gelen bu buğday IZA adı ile uzun yıllar ekilmiş ve bugün Seben’de Seben’e özgün bir yapıya kavuşmuştur.
Iza buğdayı yassı başağı üzerinde sıkı bir şekilde yerleşmiş başakçıklar içinde tek bir tane olduğundan dünyada tek çekirdekli anlamında “einkorn” olarak da bilinmektedir. Sıkı kavuz yapısıyla hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı bir tür olan Iza buğdayı, kurak iklim şartları ve fakir topraklarda dahi yetişebilmektedir.
Iza, ekmeklik buğdaylardan daha fazla çinko, demir, bakır ve selenyum içermektedir. Protein bakımından ise ekmeklik ve makarnalık buğdayların her ikisinden de zengindir. %16,2 -28,5 arasında protein içeren Iza buğdayında 2 kat daha fazla karotenoid ve 3-4 kat daha fazla lutein bulunmaktadır.
Iza buğdayı düşük glisemik indeksinden dolayı şeker hastaları için modern buğdaylardan daha uygundur. Ayrıca yaşlanmaya bağlı sarı nokta hastalığına karşı koruyucu bir etki göstermektedir.
Bolu çiftçisisi Iza buğdayının öğütülmesini sağlayarak elde ettiği yüksek protein ve antioksidan değerlerine sahip ıza unundan ekmek, buğday, makarna, boza ve erişte gibi ürünler üretilerek tüm halkın hizmetine sunmuştur.