Page 12 - Bolu Belediyesi İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı 2024-2025
P. 12
Personel: İç kontrolü yaşama geçirilmesi, işlemlerin yürütülmesi, gözden geçirilmesi ve yanlış
uygulamaların düzeltilmesi.
5018 Sayılı Kanun’ nun 55. maddesinde, İç kontrol; “idarenin amaçlarına, belirlenmiş politikalara ve
mevzuata uygun olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde yürütülmesini, varlık ve
kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının doğru ve tam olarak tutulmasını, malî bilgi ve
yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini sağlamak üzere idare tarafından
oluşturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan malî ve diğer kontroller
bütünüdür” şeklinde tanımlanmıştır.
1.2. Neden İç Kontrol?
Yaşanan ekonomik krizler kurumlara bakışı, yönetimden beklenenleri değiştirmiştir. Eskiden bir kamu
kurumundan sadece mevzuata uygun çalışması, yolsuzluk olmaması beklenirken, bugün için bunlar
yetersiz kalmaktadır. Artık idarelerden, amaç ve hedeflerine ulaşması kısaca iyi performans
beklenmektedir. Sadece mevzuata uymak, günümüzün hesap
verme sorumluluğu anlayışında yeterli olmadığından, kurumların
amaç ve hedeflerini iyi belirlemesi (stratejik yönetim), bu
hedeflere ulaşım derecesinin sürekli izlenmesi, gerektiğinde
önlemler alınması (performans yönetimi) ve risklerin önceden
belirlenip gerekli kontrollerin uygulandığı risk yönetimi
aranmaktadır. Tümüyle böyle bir yapıyı ise gelişmiş bir iç kontrol
sistemi sağlayabilir.
İç kontrol standartlarına uyum çalışmaları ve bu kapsamda hazırlanan eylem planları sadece
mevzuata uymak amacıyla bir zorunluluk olduğu için değil modern yönetimin bir gereği olduğu için,
riskleri azaltarak amaçlara ulaşmak için yapılmalıdır. Mevzuatımızda zorunluluk olmasaydı bile
kurumsallaşma ve kurumsal yönetim için iç kontrol çalışmaları yapılmalıdır.
1.3. İç Kontrol Tarihçesi
Bugüne yakın anlamıyla iç kontrol kavramı 1940’larda kullanılmaya başlanmıştır. Bu yıllar aynı
zamanda büyük şirketlerin oluştuğu yıllardır. Kurumlar büyüdükçe yöneticilerin ona hâkim olması
zorlaşmış, amaçlara ulaştıracak bir sisteme ihtiyaç duyulmuştur. Küçük bir dükkânı yöneten kişinin
dükkânına hâkim olması daha kolayken, büyük kuruluşların her sürecinin ayrı ayrı yönetilmesi,
izlenmesi gerekmektedir. Artık günümüzde özellikle hisse sahibi kişiler adına yönetilen şirketlerde ve
vatandaş adına kamusal kaynaklarla yönetilen kurumlarda asıl sahiplerin (hisse sahibi ve vatandaş)
istediği doğrultuda yönetilmesi, kurumsal yönetimin sağlanması önem kazanmıştır. Kurumsal yönetim
için onu ayakta tutacak bir yapı olarak iç kontrol sistemine ihtiyaç vardır.
İlk yıllarda bu yapının sürekliliği, izlenmesi ve risk odaklı olması tam olarak sistemli hale
getirilmemiştir. A.B.D’ de kurulan bir komite ( Committee of Sponsoring Organization) tarafından
oluşturulan COSO raporu sonrası oluşan model tüm dünyaya örnek olmuştur. Treadway Komisyonu
olarak bilinen Sahte Mali Raporlama Ulusal Komisyonu, 1985 yılında kurulmuştur.Başlangıçta
komisyonunun en önemli hedefi; sahte mali raporların nedenlerini belirlemek ve meydana gelme
olasılığını azaltmaktır. Ancak, daha sonra komisyonunun himayesinde iç kontrol literatürünün
yeniden gözden geçirilmesi için bir çalışma grubu oluşturulmuş ve sponsor kurumların iç kontrol
sisteminin kurulması ve etkinliğinin değerlendirilmesi için genel kabul görecek standartlar belirleyen
bir projeyi üstlenmesi kararlaştırılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, 1992 yılında da COSO tarafından iç
kontrolün tanımı, iç kontrol sistemlerinin değerlendirilmesi ve geliştirilmesine yönelik “İç
Kontrol Çerçevesi” raporu yayımlamıştır.
4